Adetten önce akıntı, ergenlik döneminden menopoz dönemine kadar birçok kadında görülen yaygın bir durumdur. Akıntı, vajina dokusunda bulunan ve rahim ağzı salgılarıyla sürekli olarak yenilenen atıklara verilen isimdir. Bazı akıntılar sağlık açısından dikkate alınarak incelenmesi gerekirken, bazıları ise vücudun doğal işleyişinin bir parçası olarak sağlıklı kabul edilir.

Vajinal akıntılar, fizyolojik ve patolojik olmak üzere iki grupta incelenir. Fizyolojik akıntılar, üreme sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için oluşan akıntılardır ve sağlıklı her kadında görülmesi normaldir. Bu akıntılar arasında adet akıntısı, mukoza akıntısı ve yumurtlama döneminde görülen akıntılar yer alır. Fizyolojik akıntılar, şeffaf veya yarı saydam renkte, elastik bir kıvamda ve kokusuzdur.

Patolojik akıntılar ise genital bölgede bir sorun olduğunun işaretidir ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bu akıntılar, genellikle bakteri ve mantar enfeksiyonlarının vajinal bölgede yerleşmesiyle oluşan rahatsız edici durumlardır. Patolojik akıntılar, vajina enfeksiyonu olan vajinit ve rahim ağzı enfeksiyonu olan servisit olarak gruplandırılır. Bu akıntılar genellikle idrar yaparken veya cinsel ilişki sırasında yanma ve ağrıya neden olur. Patolojik akıntılar koyu sarı renkte, peynir kesiği kıvamında ve kokuludur.

Vajinal akıntılar, bazı kadınlarda her gün görülürken, bazı kadınlarda ise özellikle adet dönemi öncesinde ve sonrasında daha belirgin hale gelebilir. Vajinal akıntılar, adet döngüsünün doğal bir parçasıdır.

Pembe akıntılar, genel olarak adet dönemi ile doğrudan bir bağlantısı olmayan ve birçok kadında görülebilen bir durumdur. Ancak bazı durumlarda adet dönemi öncesinde de ortaya çıkabilir. Bu tür pembe akıntılar, genellikle embriyonun rahme yerleşmesi sırasında oluşan hafif kanamalardan kaynaklanır ve hamilelik belirtisi olarak yanlış yorumlanabilir. Pembe akıntı, döllenmiş yumurtanın rahme ilerlemeye çalışmasından kaynaklanır.

Adet döneminde hormonların değişken yapıları nedeniyle bazı kadınlarda pembe akıntılar görülebilir. Pembe akıntı, bazı kadınlarda kısa süreli olurken, bazı kadınlarda birkaç gün sürebilir. Bu akıntılar bazen keskin bir koku da yapabilir.

Adet öncesi görülen kahverengi akıntı, evli ya da bekar fark etmeksizin çoğu kadında görülebilir. Rutin olarak adet gören bir kadının kahverengi akıntı ile karşılaşması, adet döneminin yaklaştığını gösterir. Genç kızlarda ise bu akıntı, adet kanamalarının başlangıcını işaret eder. Rahmin temizlenme süreci olarak adlandırılan bu durumda, rahim mukozası sayesinde eski kan atılır ve yenileri gelir. Bu durum tıp dilinde "eski kanın atılması" olarak da bilinir.

Doğum kontrol hapları kullanan kadınlarda da adet döneminden önce kahverengi akıntı görülebilir. Bunun yanı sıra kahverengi akıntı, bazı tıbbi sorunların belirtisi olabilir. Bu sorunlar arasında serviks kanseri, cinsel yolla bulaşan hastalıklar (örneğin, chlamydia) ve menopoz yer alabilir. Kahverengi akıntı kötü kokuluysa, hormonal bozukluklar da söz konusu olabilir.

Adetten önce görülen vajinal akıntılar, kadın sağlığı açısından önemli ipuçları sunar. Fizyolojik akıntılar genellikle endişe gerektirmezken, patolojik akıntılar dikkatle incelenmeli ve gerekirse tedavi edilmelidir. Herhangi bir anormal akıntı durumunda, bir sağlık profesyoneline danışmak en doğru yaklaşım olacaktır.