Akıntı ifadesi, kadınlarda vajinal salgılar için yaygın olarak kullanılır. Vajina, doğal olarak nemli bir ortamdır. Yapısındaki salgı bezleri, salgıladıkları sıvılarla bu nemli ortamı korur. Vajinal akıntılar, rengi, kokusu, kıvamı ve yoğunluğu ile kadınlarda bazı hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Akıntıların bir kısmı normal kabul edilen türdendir, bazıları ise hastalıklar nedeniyle oluşur. Akıntı çeşitleri belirlenirken öncelikle bu ayrım yapılmalıdır. Akıntılar fizyolojik akıntılar ve fizyolojik olmayan akıntılar şeklinde sınıflandırılır.

Bu tür akıntıların tehlikesi yoktur. Fizyolojik akıntılar kokusuz, şeffaf yani renksiz, veya en fazla açık sarımsı renkte olup, sürekli olarak gelir. Bu tür akıntılar idrar yaparken yanmaya neden olmaz, ağrı, kanama gibi etkiler ortaya çıkmaz. Fizyolojik akıntıların görevleri şunlardır:

Fizyolojik akıntıların yapısında, kıvamında veya renginde bir değişiklik olursa, kesinlikle ihmal edilmemeli ve doktora başvurulmalıdır.

Bu tür akıntılar genellikle çevresel etkenler ve hastalıkların etkisiyle ortaya çıkar. Fizyolojik olmayan akıntılar, sarı, kahverengi, kırmızı veya siyah gibi renklerde olabilir. Kokuları kötü olup, yapısı beyaz çökeleği andıran pütürlü veya bol köpüklü olabilir. Ayrıca bu akıntılar kadınlarda ağrıya, idrarda yanmaya, kaşıntıya ve anormal kanamaya sebep olabilir. Fizyolojik olmayan akıntı türleri altında yatan bir hastalık veya sebep mutlaka vardır. Akıntının rengi, kokusu ve kıvamı değerlendirilerek, gerekli testler yapılarak hastalığın tanısı konulabilir. Fizyolojik olmayan akıntı türlerine örnekler:

Sonuç olarak, vajinal akıntılar hem normal fizyolojik süreçlerin bir parçası olabilir hem de çeşitli hastalıkların belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Herhangi bir anormallik fark edildiğinde mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır.