Kadınlarda görülen vajinal akıntı, genellikle adet döneminde oldukça yaygındır. Vajinadan gelen akıntının görünümü ve rengi, adet döngüsünün farklı aşamalarında ve evrelerinde önemli değişiklikler gösterebilir. Kadınlarda yumurtlama evresinde, yani ovulasyondan önce, adet döngüsünün başında mukus üretimi oldukça yüksektir. Kadınlar, adet gördükten sonra ortaya çıkan kahverengi akıntının olası nedenlerini sıklıkla merak eder. Bu kahverengi akıntı, kadınlarda farklılık gösterebilir. Adet dönemi içinde görülen kahverengi akıntı her zaman ciddi bir hastalık veya sorun belirtisi olarak değerlendirilmemelidir. Sağlıklı kadınlarda da adet dönemi boyunca zaman zaman kahverengi akıntı görülebilir. Kadınlar arasında sıkça merak konusu haline gelen kahverengi akıntılar, adet sonrasında leke şeklinde veya yoğun bir şekilde ortaya çıkabilir. Kahverengi akıntı genellikle endişe edilecek bir durum olmasa da bazı durumlarda tedavi gerektiren bir sağlık sorununun habercisi olabilir.

Adet dönemi sonrasında görülen kahverengi akıntı, kadınlarda uterusun yani mukoza adı verilen endometrium dokusundan kaynaklanmaktadır. Gelen akıntı çoğunlukla olağandır. Endometrium, her adet dönemi içinde adet kanamasını sağlar. Ayrıca, adet kanaması sonrasında rahmin temizlenmesi olarak bilinen dönemde de kahverengi akıntılar görülebilir. Kahverengi akıntı temizlenme sürecinden kaynaklanıyorsa, bu belirli bir süre içinde durmalıdır. Eğer kahverengi akıntı hala devam ediyorsa, bir kadın doğum doktoruna başvurulmalıdır. Adet döneminin sonunda hala adet görülmemiş veya adet gecikmişse kahverengi akıntı görülebilir. Düzenli egzersiz yapmak, bol su içmek ve dengeli beslenmek gibi alınacak basit önlemler ile bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.

Kahverengi akıntının genitoüriner sistemden kaynaklanan hastalıklara bağlı olması durumunda, depresyon, vajina ağzında kaşıntı, iştah kaybı, cinsel ilişki sırasında ağrı, vajinal kuruluk, sık aralıklarla tuvalete çıkma, disfonksiyonel uterin kanama, ruh hali dalgalanmaları ve vajina içinde yanma hissi gibi belirtiler de eşlik edebilir. Bu tür durumlarda, doktorlar genellikle smear testi, radyolojik, hormon, biyokimyasal ve mikrobiyolojik tahliller gibi çeşitli testler isteyebilirler.

Böyle bir durumda en doğru yöntem, jinekolojik bir muayene için bir kadın doğum uzmanına başvurmaktır. Doktor, muayene sonunda bunun olağan bir durum olup olmadığını değerlendirerek sizi bilgilendirecektir.