Göz akıntısı, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız fiziksel rahatsızlıklardan biridir. Özellikle rüzgârla birlikte gelen toz ve zerreler ciddi derecede rahatsız edici olabilir. Çünkü bu tozlar, beraberinde birtakım virüs ve bakterileri de getirmektedir. Bu da göz akıntısı konusunda en büyük tetikleyicilerden biridir. Göz akıntısı, belirtilerine göre farklı başlıklar altında incelenir.

Yaşadığımız ortamlar her ne kadar temiz görünse de gözle görünmeyen mikroskobik zerreler nedeniyle çoğu zaman büyük sıkıntılar yaşanabilir. Bunların başında da göz hastalıkları gelmektedir. Göz organı, insan vücudundaki en hassas kısımlardan biridir. Her ne kadar refleksif özellikleri sayesinde göz kapağı gözü korusa da sert rüzgâr ve ani olaylar nedeniyle göze zararlı yabancı maddelerin gelme ihtimali yüksektir. Bu gibi durumlar karşısında göz, bir savunma mekanizması olarak gözyaşı bezlerini kullanır ve bu zararlı maddeleri vücuttan dışarı atmaya çalışır. Bu işlem normal koşullarda bir saat kadar sürer. Bu süre sonunda herhangi bir etkisi kalmamaktadır. Ancak gelen zerre ile bir mikrobik olay gerçekleşmişse, göz sürekli olarak sulanmaya başlar ve kişiyi rahatsız edecek düzeyde bir göz akıntısı oluşur. Bu göz akıntısı, gözün kendi kendini tedavi edememesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlarda derhal bir doktora başvurmak gerekir. İhmal durumunda göz ilerleyen süreçte işlevini yitirebilir.

Göz akıntısının bir diğer nedeni de alerjik faktörlerdir. İnsan biyolojisinin dünya üzerindeki insan sayısı doğrultusunda farklılıklar gösterdiği düşünüldüğünde, her insan için farklı etmenler ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalarla elde edilen sonuçlar doğrultusunda insan yaşamını etkileyen her nesne ya da varlık bir alerjik faktör olarak görülebilir. Bu doğrultuda da göz akıntısı için alerjik bir tanı koyabilmek için herkese özel test yapılması gerekmektedir.

Göz akıntısı konusunda en bilinen alerjik reaksiyon, bahar aylarında polenlerin neden olduğu akıntıdır. Bu akıntıların süreleri kişiden kişiye değişkenlik gösterse de büyük ölçüde aynı etkiyi ortaya koyar. Bu durumla karşılaşıldığında genellikle polenlerin yoğun olduğu ortamlardan uzak durmak sorunu büyük ölçüde ortadan kaldırır. Ancak her zaman bu şekilde kurtulmak mümkün olmayabilir. Bazı bağışıklık sistemleri bu durum karşısında etkisiz kalarak kişiye çok daha zor durumlar yaşatabilir. Basit bir göz akıntısı zaman içerisinde gözde ağrı ve yanmaya, daha ileri aşamada görme bozukluğu ve görme kaybına neden olabilir. Eğer yaşanan göz akıntısının alerjik bir reaksiyondan kaynaklandığı biliniyorsa veya düşünülüyorsa hemen bir doktora başvurulmalıdır.

Güneş, dünya için olduğu kadar insan vücudu için de son derece önemli bir kaynaktır. İnsan, güneş sayesinde vücudunun ihtiyacı olan D vitaminini rahatça temin edebilir. Ancak bazı durumlarda da güneş, insanlarda meydana gelen rahatsızlıkların nedeni olabilir. Özellikle gözleri hassas olan kişiler için gündüzler ve güneşli havalar bir çile haline gelebilir. Güneşten yansıyan ışınlar her ne kadar atmosferden süzülerek dünyaya gelse de sahip olduğu parlaklık, hassas bir yapıya sahip olan gözü olumsuz yönde etkiler. Özellikle karanlık bir ortamdan veya loş bir ortamdan aniden güneşli bir ortama geçildiğinde göz kendini korumak için bazı tepkiler verebilir. Göz akıntısı da bu tepkiler sonucu ortaya çıkan bir durum olarak gösterilebilir. Ancak bazı kişilerde bu rahatsızlık sürekli olarak görülebilir.

Genel olarak bakıldığında, göz akıntısı bu üç ana başlıkla daha çok karşımıza çıkar. Ancak bazı göz akıntılarının nedenleri bunlardan bağımsız olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda tek yapılması gereken, hiç beklemeden bir doktora başvurmaktır.